Çocukluğumun efsaneleri… 250.000 TL’ye aldığım haftalık oyun dergileri… Gerçekten de zaman çabuk değişiyor. Bu yazıda da sık sık zamanın ne kadar hızlı ilerlediğine, devrin değiştiğine ve yeni nesle değineceğim. Konumuz oyun dergileri.
Bildiğiniz gibi ülkemizde de, dünya genelinde de basılı yayın tirajları oldukça düşmeye başladı. Bunun tek bir sebebi var o da internet. Ancak oyun dergileri için durum biraz daha farklı. Bugün özgün içerik çıkartan bir dergiyi almak için yine bahane bulabiliyorsunuz. Örneğin kadın dergileri ve ekonomi dergileri şuan için çok satan kategoriler olarak göze çarpıyor. Ancak oyun dergileri artık eskisi kadar satamıyor. Biraz geçmişe inmekte fayda var.
Türkiye’de 90’lı yılların sonunda patlayan oyun dergileri, o zamanlar gazete alabildiğiniz tüm mekanlarda satılır, aynı gün tükenirdi. Bunun bir çok sebebi vardı. İlk olarak meşhur mu meşhur demo cd’leri. O zamanlar oyunları deneyebileceğimiz bir platform, izleyerek görebileceğimiz bir mecra ve oyunu satın aldıktan sonra geri iade edebileceğimiz bir uygulama yoktu. Yani o ay yeni çıkan bir oyun varsa, tek çaremiz o demo cd’sine sahip olmaktı. Üstelik ülkemizde hiç bir zaman yükselmeyen alım gücü yüzünden oyunlara sahip olmak da kolay değildi. Yani demo cd’lerini yalnızca oyunları denemek için değil, sanki oyun satın almışız gibi oynayabildiğimiz kadarıyla eğlenmek ve vakit geçirmek için kullanıyorduk. İkincisi, eskiden internet kullanımı ülkemizde yaygın değildi. Dial up mevzularına girmeden durumu özetlemek gerekirse, bir oyun çıkacaksa ya da duyurulduysa, haberini okuyabileceğimiz tek mecra yine bu oyun dergileri oluyordu. Üçüncüsü, posterler… O zamanlar içimiz gidiyordu duvardaki Fifa 98 posterlerine, Medal of Honor yapıştırmalarına… Benim Tomb Raider II posterim vardı mesela. Sanki odamı baştan aşağı değiştirmişim hissiyatı veriyordu…
Geçmişten günümüze gelelim yavaşça. Eskiden bir oyun dergisi satın alabilmek için bir çok neden sıralayabiliyorduk. Ancak bu durum, günümüzde sebepten çok bahane halini alıyor. Biliyorum, özgün içeriğe sahipler. Biliyorum dergideki içerikleri internet sitelerinde ya da sosyal mecralarda okuyamıyoruz. Üretilen içeriğe ve yapılan işe saygım sonsuz, peşinen belirteyim; yapışmayın hemen yakama… Ancak günümüzde her şey çok hızlı be arkadaşlar. Karnınız acıktı, telefonunuzdan iki tık; hop yarım saatte kapında. Hatta yarım saatte gelmezse üzerine bir de azar çekip bedava yiyorsunuz. Banka işlerini 2 dakikada internetten, alışverişinizi internetten, fatura ödemelerinizi internetten… Hatta ve hatta kiloyla sebze alışverişinizi, 2 ekmekle beraber Migros’lardan gönderiyorsunuz evinize. Yani yıl olmuş 2017 lafı var ya, artık hiç bir şey için vaktimiz yok. Her şey bir an önce gerçekleşsin istiyoruz.
Bir de gündem yönü var bunun, haber alma… Sadece bir günlüğüne internetinizi kapatıp deneyin lütfen. Sosyal medyaya, sözlüklere, forumlara bakmayın. O kadar çok şey kaçırdığınızı hissedeceksiniz ki… Artık internet devrinde, internete girmediğiniz her gün yüzlerce gündem maddesini, değişen trendleri, eğlenilecek konuları, esprileri ve çok daha fazlasını kaçırıyorsunuz. Oyun sektörü de böyle maalesef. Sadece 1 gün internete girmediğinizde o çok sevdiğiniz oyunun indirimini kaçırıyor, yeni tanıtılan oyundan en son sizin haberiniz oluyor ve oyunlar hakkındaki tartışmaları kaçırıyorsunuz.
Hayal edelim. Günlerden 10 Ağustos 2018, GTA VI duyuruldu. Oyun dergileri bunu haberleştirecek, köşe yazılarında eleştirecek, oyunun ilk incelemesini yapacak, tahminlerde bulunacak. Bunların tamamını Eylül 2018 sayısı için yapacak. Ancak siz 10 Ağustos’un gecesi tüm sözlük ahalisinin görüşlerini öğrenmiş, farklı bakış açılarını değerlendirmiş, internette oyun sektörü insanlarından ve oyun sektörü girişimcileri görüşlerini öğrenmiş, oyunun ilk inceleme yazılarını okumuş, tepki videolarını izlemiş, hoşunuza gittiyse ön siparişini çoktan vermiş ve artık bu gündem maddesi sizin için kapanmış olacak. Aradan 20 gün geçecek, bu sırada yaklaşık 120 oyun piyasaya çıkacak, binlerce oyun makalesi yazılacak, yüzlerce yeni oyun videosu çekilecek. Daha dergi basılmadan konu geçerliliğini yitirmiş olacak. Yani eskiden olan bir olayı ertesi gün gazeteden okumak ya da aylık dergilerden okumak normal iken, şimdi dünkü konu bugün çoktan eskimiş oluyor.
Gelelim asıl konumuza. İşte bu yukarıda anlattığım “hayatı hızlı yaşamak” ve “hiç bir şeye vaktimizin olmaması” mevzularıyla gündemin de hızlı değişmesi birleşince dergilerin güncelliği yerlerde oluyor. Burada dergi satın almamız için devreye giren şey, aylık özeti en özgün şekilde okumak kalıyor. Sonuçta bir içerik var ve her içeriğin mutlaka bir okuyucusu vardır mantığıyla hareket edebiliriz. Peki ben neden bu yazıyı oyun dergileri için indirgeyerek yazdım onu anlatayım.
Teknoloji çok hızlı ilerliyor. Bu hızlı ilerleyişe en kolay adapte olanlar ise yeni nesil çocuklar ve biz genç nesil. Yeni bir trend oluştuğunda ilk adapte olan bizleriz. Ekonomi kategorisindeki içerikleri takip eden iş adamları olabilir. Kadın sağlığı ya da moda dergilerini takip eden kadınlar olabilir. Spor içerikli dergileri takip eden erkekler olabilir. Ancak oyun işin içine girdiğinde, sizin kitleniz gündemi, trendleri ve teknolojiyi en yakından takip eden, direkt yeniliklere adapte olabilen ve sürekli güncel sağlayan bir kitle oluyor. Bu yüzden eğer bu kitleye hitap etmek istiyorsanız, yenilikleri en çok siz takip etmek zorundasınız.
Türkiye’de oyun sektörü, oyun girişimcileri ve e-spor girişimcileri sayesinde eskiye nazaran çok daha hızlı büyümekte. Buna oyun dergisi sahipleri ve ekipleri de katılırsa büyüme medya tarafında da katlanarak büyümeye devam edecektir. Ancak ben geleneksel şekilde devam edeyim, yeniliklere açık olmayayım, 98’de nasıl dergi basıp satış stratejileri izliyorsam 2017’de de aynı şekilde devam edeyim derseniz bu işte kusura bakmayın ama bir cacık olmaz. Ücretli içeriklerin basılı yayından alınıp internet ortamında daha güncel şekilde servis edilme fikri mi hoş gelir, basılı yayın tarafında gündemin hızına uyacak bir şeyler mi bilemem. Ancak ortada bir sorun olduğu kesin. Kendinize çok iyi bakın!
Emoticon